KADININ FENDİ



MADE IN DAGENHAM
DÜNYA FESTİVALLERİNDEN - İngiltere

Yıl 1968. İngiltere. Ford araba fabrikasının bulunduğu Dagenham’dayız. Film gerçek bir hikayeye dayanıyor. O dönemde fabrikada 38,000 erkek ve 187 kadın işçinin çalıştığını film başındaki kısa yazılardan okuyoruz. Açılışta neşeli bir Haziran sabahı kadınlı erkekli grupların bisikletlerle fabrikaya gelip işbaşı yapmalarını izliyoruz. Fabrikada kadınların çalıştığı tek yer otomobillerdeki koltukların döşemelerinin dikildiği atölye. Burada 187 kadın bir karış eninde uzun deri şeritlerden arabaların döşemelerini dikiyor ancak diktikleri döşemelere ait ellerinde ne bir kalıp var ne de onlara yol gösterecek işaretler. Bu dar upuzun şeritleri döşemeye çevirebilmek için uzmanlık gerektiği açık, zaten bu nedenle atölyeye sınavla eleman alınıyor. Oysa kadınlar vasıfsız işçi olarak çalıştırılıyor, üstüne üstlük saat başına aldıkları ücret erkeklerden daha düşük.
7 Haziran 1968 günü bu atölyedeki kadınların greve gidişleriyle başlayan süreçte kadınların Rita O’Grady liderliğinde haksızlığa karşı duruşunu izliyoruz. Kadınların erkeklerle eşit ücret almasını sağlayıncaya kadar sürecek bu direniş tarihe bir devrim olarak geçecektir. Filmin hoşuma giden yanı kadınların sorunlarını dile getirirken bunu erkeklere benzemeye çalışmadan, erkeklerin kurallarını kullanmadan kısaca onları taklit etmeden yapmaları. Ne istediklerini bilen, taleplerinin haklı olduğunun farkında olan bu cesur kadınlar o güne değin kimsenin cesaret edemediği bir grev başlatıyorlar. Üstelik başlatmakla da kalmıyor, haklılıklarını diğerlerine de anlatabiliyor ve onları da kendi saflarına çekebiliyorlar. Yönetmen, kadınların (o yıllarda) toplumdaki yerini anlatırken ister işçi sınıfından bir kadın ister o fabrikanın müdürünün karısı olsun hatta isterse çalışma bakanı olsun, sadece kadın oldukları için yaşadıkları sorunlardaki benzerliği net bir şekilde anlatmış.


Toronto film festivalinde film Milk ve Mad Man karışımı olarak tanımlanmış. Kesinlikle katılıyorum ve bu filmi izlemenizi tavsiye ediyorum. Unutmadan yönetmeninin Nigel Cole olduğunu, Sally Hawkins’in Rita rolündeki başarısıyla ödül aldığını ve filmin ana müziğinin eski bir Dagenham çalışanı Sandie Shaw tarafından seslendirildiğini not düşeyim.
Bugün 40 yıl sonra özelde kadınların genelde azınlıkların durumu şu anda istenen düzeyde mi? Filmdeki şarkıda dediği gibi eğer gerçekten istiyorsan istediğini alabilirsin, ama denemeli, denemeli ve yine denemelisin, sonunda başaracaksın. Anlaşılan denemeyi sürdürmemiz gerekiyor.
You can get it if you really want
But you must try, try and try
Try and try, you'll succeed at last

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder