Yargılı İnfaz

Ronay Ak

İşte bir infaz daha: “Polis çocuğu alnından vurdu” (bkz. Radikal, 15 nisan).  Haberi okuduktan sonra üzüntü ve kızgınlık içerisinde bu yazıyı kaleme almaya karar verdim.
Devlet tarafından polis/güvenlik güçleri sıfatıyla eline silah verilmiş birileri, hammurabi kanunlarını uygular  misali, kendi borusunu öttü-rüyor, can almaya devam ediyor.  Tabi, minareyi çalanlar, kılıfı uydur-makta da başarılılar, savunma ifadeleri hep benzer: “kişi bıçakla mukavemet gösterdi, yaşanan arbedede polisin silahı ateş aldı ve kişi yaralandı (öldü)”. Nedense bu arbedelerde güvenlik güçlerine  (ben onlara “güvensizlik güçleri” demeyi tercih ediyorum)  değil de hep karşı tarafa olan oluyor. Olay yalan/yanlı ifade vermekle de bitmiyor, yargısız infasızı yapanlar ve yandaşları, olayı gören şahitleri de bir şekilde tehdit ederek susturma ve sindirme yoluna gidiyorlar.
İHD’nin 2008 yılı Türkiye İnsan Hakları İhlalleri Raporu’na bir göz atarsak, “Dur ihtarına Uymadıkları Gerekçesiyle Güvenlik Güçleri Tarafından Öldürülen ve Yarala-nanlar ve Silah Kullanma Yetkisinin İhlali” sonucu ortaya çıkan bilanço 33 ölü, 45 yaralı. Son 2 sene de buna yenileri eklendi. Bu rakamlara göz altındaki ölümler, işkence ve kötü muamele dahil değil. Onları da eklersek defter hayli kabarıyor. İşte size ülkemizin demokrasi tablosu!
Aslında, paradokslar ve ironiler ülkesi Türkiye’de bu tür haberlere şaşmamak mı lazım, nedir? Şu habere bir bakınız: Trabzon Valisi Recep Kızılcık, silah ruhsatların-dan aldıkları paralarla yaptıra-cakları anaokuluna YGS il birincisi olacak öğrencinin adını vereceklerini açıkladı. Kızılcık, "Hesapta ciddi para birikti. Birinci olan öğrencimizin adı, yaptırılacak  anaokulumuzda ölümsüzleşecek" dedi (Radikal, 10 nisan). Silah ruhsatlarından biriken paralarla anaokulu yaptı-rılacakmış. Bu habere sevinilir mi? Ya da birçok çocuğun Rambo filmleri izleyerek, oyuncak silahlarla oynayarak büyüdüğü bu ülkede, şiddet ve öldürme eğilimine sahip bireyler olmasını çok da yadır-gamamak mı gerekiyor acaba? Ne bekliyorduk ki?
Dönelim biz, İzmir’de yaşanan olaya yani sivil polisin yargısız infazına.  Peki ya bundan sonra süreç nasıl işliyor? Suçlular hakettikleri  cezayı alıyorlar mı? Tabi ki hayır! Yargı organları da,  ortada açık seçik bir yaşam hakkı ihlali olduğu halde gerekeni yapmıyor,  adalet her zamanki gibi sınıfta kalıyor.  Bu da, bu ve benzeri olayların tekrar etmesinin sebep-lerinden biri oluyor, “yargılı infazlar” devam ediyor.. 

Not:: Aydın Valisi’nin yaptığı açıklamaya göre olayın başkahra-manı sivil polis açığa alınmış, hakkında idari ve adli soruşturma başlatılmıştır. Başından yaralanan Umut Tamaç’ın ise tedavisi devam etmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder