Looking For Eric (Eric’i Aramak)

Yönetmen: Ken Loach

   Cıvata deliğine de girsen, gelir seni bulurum. Neden biliyor musun? Çünkü ben bir postacıyım.”
“Ekmek ve Güller” ve “Özgürlük Rüzgarı” filmlerini izledikten sonra, kafanızda oluşacak Ken Loach tarzını, sadece sinematografik açıdan bulabileceğiniz bir film. İkiye bölünen kişiliğinin diğer parçasını Eric Cantona ile dolduran postacı Eric Bishop’un geçmişiyle yüzleşmesi, işi ve ailesiyle sorunları konu ediliyor. En büyük destek Eric Cantona ve Manchester United’dan.  Dostluk güzel şey, üstelik kötülerle de dostlarımız sayesinde başa çıkabiliriz, tamam. İzlemesi de gayet keyifli. Ama bu kadarını pek çok yönetmen yapabiliyor. Ken Loach’dan başka türlü derinlikler bekliyorum açıkçası.

    Popüler kültür öğelerinin hayatımızın hangi noktalarına ne derece dahil olabildiğini gördüğümüz filmde, günümüzün vazgeçilmezlerinden olan futbol, youtube vs gibi eğlence araçlarının sanatsal bir şekilde ele alınışına tanıklık ederken şaşırmıyoruz. Çünkü bizler de onlardan biriyiz. Peki, biz de Eric gibi kendimizi, şizofrenik ruhumuzun en yakın dostu olan bir futbol kahramanında mı arayıp bulmalıyız? ‘Tabi ki de hayır,’ dediğinizi duyar gibiyim. Ama sıradan insanların popüler kahramanlarının onlara verdiği güç, bazen yıllar sonra bir sevgiliye kavuşma çabasına bile dönüşebiliyor. Üstelik bu duruma tanıklık eden seyirciye çok keyifli dakikalar sunabiliyor.

    Hayran olduğu ünlü bir futbolcuyla kurduğu şizofrenik ilişki sayesinde, hayatında ters giden bir takım şeyleri çözmek için sahip olduğu gücün farkına varan (uyuşturucunun da etkisiyle tabi) Eric’in, insanın içini buran gariban hallerini tebessüm ile izliyoruz. Pek orjinal olmayan konusu kaliteli oyuncular sayesinde kotarılmış olan film, hassas yerlere herhangi bir film kadar dokunuyor, bu anlamda sizi çok sarsamıyor. Yine de izlemeye değer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder